Hakkımızda
İlkokulda resim defterlerimize çizdiğimiz köy evini hatırlar mısınız? Önünde meyve dolu ağaçlar, yemyeşil çevre, kenarında gürül gürül akan bir dere ve daima tüten bir baca... İşte bizim hikâyemiz seksenli yılların sonunda Düzce, Akçakoca’da öyle bir evde başladı. Evdeki bacanın sürekli tütme nedeni ise büyükannemizin, lezzetine tüm köyün hayran olduğu ekşi mayalı ekmeğimizi durmadan pişiriyor olmasıydı…
İlk zamanlarda yalnızca kendi hanemiz için pişirdiğimiz ekşi mayalı ekmeklerimizi misafirimiz olan konu komşu, eş, dost, akraba öyle çok beğenmişti ki evdeki ocağın yetmeyeceğini anlayarak 1988 yılında ilk taş fırınımızı açtık. Günde 100 ekmek pişirebildiğimiz yeni fırınımızda artık bacamız daha çok tütüyor, ekşi mayalı ekmeklerimiz lezzeti ve doğallığıyla daha fazla kişiye ulaşıyordu.
Zamanla, yolu Akçakoca’ya düşenler lezzeti ve kokusu unutulmayan ekmeklerimizden almadan güzel ilçemizden ayrılmaz oldu, ekmeğimizi tadan yerli yabancı kim varsa memnuniyetini gittiği yerde sevdikleriyle paylaşıyordu. Köy evimizdeki ocaktan Akçakoca’daki fırına taşan ekşi mayalı ekmeklerimizin ünü yıllar içerisinde Düzce sınırlarını da aştı ve bize başta Düzce’nin komşu şehirleri olmak üzere İstanbul’a kadar birçok şehirden yeni misafir kazandırdı.
Aradan geçen otuz yılda dilden dile, sofradan sofraya aktarılan ekşi mayalı ekmeklerimiz büyükannemizin hayal dahi edemeyeceği bir taleple karşı karşıyaydı.
2020 yılına geldiğimizde en fazla talep aldığımız İstanbul’un bizi çağırdığını fark ettik. Biz de sokakları endüstriyel mayalı ekmek fırınları tarafından kuşatılmış bu koca şehri, lezzetli, doğal ve katkısız ekmeklerimiz ile buluşturmaya, İstanbul’un sofrasında yer almaya karar verdik.
100 yıllık ekşi mayamızı ve büyükannemizin bize öğrettiği lezzet sırlarını yanımıza aldık, İstanbul’un tarım bölgesi Çatalca’ya geldik. Burada ekmeğimizin kalitesini, lezzetini ve doğallığını koruyarak daha fazla kişiye hizmet verebiliyoruz. İstanbul içinde birçok noktadan ekmeklerimize sizlerde ulaşabilirsiniz.
Bizi tercih eden ekşi mayalı ekmek severleri de köy evimizde olduğu gibi müşterimiz değil misafirimiz olarak görüyoruz. Çünkü büyükannemiz bizim için ne pişirirse misafirlerimize de onu ikram ederdi, “ekmeğin müşterisi olmaz misafiri olur” derdi.
Bu arada; büyükannemizin tek marifeti ve bize bıraktığı tek miras ekşi mayalı ekmek değil. Başka doğal fikirlerimiz de var ancak şimdilik sürprizi bozmayalım. Hepsi çok yakında
Çatalcadan sevgilerle…